İMAN BABI

Eğer: "îmanın yeri
neresidir?" diye sorulursa onun kaynağının ve yerinin kalb olduğu,
fer'inin de cesette bulunduğu söylenir. Eğer: "O parmağında mıdır?" diye
sorulursa, "Evet" de. Eğer: "Parmak kesilince îman nereye gider?" diye
sorulursa: "Kalbe," de.
Eğer: "Allah kullarından bir şey
talep eder mi?" diye sorarsa: "Hayır onlar ancak Allah'tan isterler,"
de. Allah'ın kullar üzerindeki hakkı nedir?" diye söylenirse: "O'na
kulluk etmeleri, hiç bir şeyi ortak koşmamalarıdır. Bunu yaptıkları
zaman onların Allah'tan bekledikleri, Allah'ın onları affetmesi ve
sevaplandırmasıdır. Zîra Allah, Kur'ân'da: "Ağaç altında sana bey'at
ettiklerinde Allah mü'minlerden razı oldu."(el-Fetih,18,) âyeti
gereğince Allah, mü'minlerden razı olur. Allah İblis'e gazap eder.
"Dilediğinizi yapın."(Fussilet,40,) âyeti Allah'ın tehdidini ifade eder.
"Semûd'a gelince; biz onlara doğru yolu göstermiştik, fakat onlar
körlüğü hidâyete tercih ettiler."(Fussilet,17) Yani onlara hidâyeti
göstermiş ve açıklamıştık, demektir. "Dileyen îman etsin, dileyen kâfir
olsun."(el-Kehf,29.) âyeti va'îd ifade eder. "Ben cinleri de insanları
da ancak bana kulluk etsinler diye yarattım."(ez-Zariyat,56.))
-yani benim birliğimi kabul etsinler demektir- buyurulmaktadır. Fakat
bu fiillerin hepsi; hayrı, şerri, tatlısı, acısı, zararlısı ve
faydalısı, hepsi Allah'ın takdiriyledir. Yüce Allah şöyle buyurur: "Eğer
Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi de îman ederlerdi. Sen
niçin insanları mü'min olsunlar diye zorlamak istiyorsun?"(Yunus,99),
"Biz onlara melekler indirseydik, ölüler onlarla konuşsaydı, her şeyi
bir araya getirip onların önünde toplasaydık, Allah dilemedikçe yine
îmana gelmezlerdi."(el-En’am,111.),
"Hiçbir kimse Allah'ın izni olmadıkça îman edemez."(Yunus,100.), "Eğer
Rabbin dileseydi, insanları bir tek ümmet yapardı, fakat onlar ihtilafta
devam edecekler. Ancak Rabbinin rahmet diledikleri müstesnadır. Allah
da onları bunun için yarattı."(Huh,118-119.), "Allah'a kulluk edin,
şeytanden çekinin. Her kavimde Allah'ın hidâyet ettiği kimseler ve
sapıklığa sarılanlar da vardır."(en-Nahl,36.). "Allah dilemedikçe siz
dileyemezsiniz."(el-İnsan,30.)Yâni
Allah, takdiri ile dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Hz, Şuayb (a.s.)
şöyle söylemişti: "Allah bizi sizin dininizden kurtardıktan sonra yine o
dine dönersek, Allah'a iftira etmiş oluruz. Onun için Allah'ın dilemesi
dışında bizim sizin dininize dönmemize ihtimal yoktur. Rabbimizin ilmi
her şeyi kaplamıştır. Biz Allah'a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz kavmimizle
bizim aramızdaki davada doğrulukla hükmet. Sen her şeyin doğrusunu
gösteren ve bildirenlerin en hayırısısın."(et-Tekvir,29)
Hz. Nuh şöyle dedi: "Allah sizin helak edilmenizi dilerse, benim size
öğüt vermem ve hayrınızı istemem size hiçbir fayda vermez. O
Rabbinizdir, dönüşünüz onadır."(Hud,34.) Keza Yüce Allah şöyle buyurur:
"O, andolsun ona (Yûsuf’a) niyet kurmuştu. Eğer Rabbinin burhanını
görmese idi, oda onu kasdetmiş gitmişti. Biz böylece ondan kötülüğü ve
hayasızlığı giderdik. Çünkü o bizim ihlasa erdirilmiş
kularımızdandı."(Yusuf,24.)
Keza Allah şöyle buyurur: "Biz Süleyman'ı denedik. Onun tahtı üzerine
bir ceset attık. O da hemen Allah'a dönüp sığındı."(Sad,34.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder